Bediüzzaman Said Nursi
Asrın İmamı, Risale-i Nur Müellifi

Bediüzzaman Said Nursi (d. 1877, Nurs - ö. 23 Mart 1960, Urfa), İslam alimi, müfessir ve yirminci yüzyılın en önemli mütefekkirlerinden biridir. Hayatını iman ve Kur'an hizmetine adamış, bu uğurda büyük zorluklarla karşılaşmış, sürgünler ve hapisler yaşamıştır.
Said Nursi, genç yaşta medrese eğitimini tamamlamış, üstün zekası ve hafızasıyla "Bediüzzaman" (zamanın eşsizi, harikası) lakabını almıştır. Osmanlı'nın son dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında yaşamış, toplumsal ve siyasi değişimlere şahitlik etmiştir. Bu süreçte, iman hakikatlerini sarsılmaz delillerle ispat eden ve asrın anlayışına uygun bir üslupla sunan Risale-i Nur Külliyatı'nı telif etmiştir.
Risale-i Nur Külliyatı
Risale-i Nur, Kur'an-ı Kerim'in bu asra bakan manevi bir tefsiridir. İmanın altı rüknünü (Allah'a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, kader ve kazaya iman) akli ve mantıki delillerle ispat eder. Pozitivizm, materyalizm gibi inançsızlık akımlarına karşı cevaplar verir. Sadece akla değil, aynı zamanda kalbe ve ruha da hitap ederek insanı manevi bir yolculuğa çıkarır.
Külliyat; Sözler, Mektubat, Lem'alar, Şualar gibi ana eserlerin yanı sıra İşaratü'l-İ'caz, Mesnevi-i Nuriye, Tarihçe-i Hayat gibi birçok önemli risaleden oluşur.
Hayatı ve Mücadelesi
Bediüzzaman Said Nursi, ilmi çalışmalarının yanı sıra ülkesinin ve İslam aleminin meseleleriyle de yakından ilgilenmiştir. Van'da "Medresetüzzehra" adıyla fen ve din ilimlerinin birlikte okutulacağı bir üniversite kurma projesi olmuş, ancak dönemin şartları buna müsaade etmemiştir.
I. Dünya Savaşı'nda Doğu cephesinde gönüllü alay komutanı olarak görev yapmış, yaralanarak Ruslara esir düşmüştür. Esaretten kurtulduktan sonra İstanbul'a gelmiş ve Darü'l-Hikmeti'l-İslamiye'de aza olarak görev yapmıştır.
Cumhuriyet döneminde ise yazdığı eserler ve etrafında oluşan talebe halkası nedeniyle dönemin yönetimi tarafından tehlikeli görülmüş, hayatının büyük bir kısmı Barla, Kastamonu, Emirdağ gibi yerlerde sürgünde ve Isparta, Denizli, Afyon gibi şehirlerde hapislerde geçmiştir. Tüm bu zorluklara rağmen iman hizmetinden asla taviz vermemiş, Risale-i Nur'u gizlice yazdırmaya ve çoğaltmaya devam etmiştir.
Vefatı ve Mirası
23 Mart 1960 tarihinde Urfa'da vefat etmiştir. Mezarı daha sonra bilinmeyen bir yere nakledilmiştir. Ancak geride bıraktığı Risale-i Nur Külliyatı, bugün dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan tarafından okunmakta, imanlara kuvvet vermekte ve yol göstermektedir. Talebeleri ve eserleri vasıtasıyla başlattığı iman hizmeti, günümüzde de artarak devam etmektedir.
"Ben, cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne cennet sevdası var, ne cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur’anımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa, cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selâmette görürsem, cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım."